Glikobiyoloji temellerini birleştiren yeni bir bilimsel disiplindir biyokimya ve moleküler biyoloji çalışma ve yapısı, anlamak, biyosentezi glikanların ve biyolojik işlevi. Glikanlar, doğada yaygın olarak bulunan canlıların temel bileşenleridir.
Biyolojide 4 ana makromolekül sınıfı vardır : DNA, proteinler , lipitler ve glikanlar veya karbonhidratlar . Glikanlar spesifik özelliklere sahiptirler, oligomerik veya polimerik, lineer veya çok dallı, aşırı moleküler çeşitlilikteki moleküllerdir, monomerleri farklı tipte bağlarla birbirine bağlanabilir.
Glycome, bir organizmanın tüm osidik komplekslerinin küresel kimlik kartını temsil eder. Bir organa veya hücre tipine özgü olabilir. Glikoz, proteomun karmaşıklığını çok aşar , çünkü temel bileşenlerin büyük yapısal çeşitliliğinin ve çoklu kombinasyon ve etkileşim olasılıklarının sonucudur.
Hidroksil gruplarının (-OH) uzaysal oryantasyonu nedeniyle, monosakkaritler birçok stereoizomere sahiptir. Hidroksil gruplarının konumu, sakkaritler arasındaki bağların doğasını belirler . Hidroksil grupları, karboksil, amin veya N-asetil gibi diğer gruplarla değiştirilebilir.
Glikanlar genellikle 4 ana aileye ayrılır:
Yakın zamana kadar, bu molekül ailesinin, glikanların sadece enerji sağladığı ve yapısal bir rol üstlendiği düşünülüyordu. Sadece birkaç yıldır glikanlara, yapılarına ve canlı organizmalardaki işlevlerine daha fazla ilgi duyulmaktadır. Artık, hücrelerin yüzeyindeki lipidler ve proteinlerle birleştiğinde, hücreler arası iletişime katıldıklarını biliyoruz. Özellikle glikanlar sayesinde, proteinlerin dağılımı hücre içinde kontrol edilir ve hücreler bir organizma içinde birbirinden ayırt edilir.
Heparin , eritropoietin ve bazı anti-grip ilaçları gibi halihazırda piyasada bulunan ilaçların etkili olduğu gösterilmiştir ve yeni bir ilaç sınıfı olarak glikanların önemini vurgulamaktadır. Ek olarak, yeni antikanser ilaçları arayışı, bu glikobiyolojide yeni olasılıklar görmektedir. Anti-inflamatuar ve anti-enfektiflerin yanı sıra yeni ve çeşitli etki mekanizmalarına sahip antikanser ilaçları şu anda klinik deneylerdedir. Mevcut tedavileri telafi edebilir veya tamamlayabilirler. Bu glikanlar, karmaşık yapıları nedeniyle tekrarlanabilir bir şekilde sentezlenmesi zor moleküller olarak kalsalar da, bu yeni araştırma alanı gelecek için çok cesaret verici olmaya devam ediyor.
Son zamanlarda teknolojik gelişmeler sayesinde kendini geliştirmeyi başaran Glikobiyoloji, cildin yaşlanmasının anlaşılmasında daha kesin bir şekilde gidilmesini mümkün kılmaktadır.
Glikanların derinin ana bileşenleri olduğu ve homeostazında belirleyici bir rol oynadığı artık açıkça ortaya konmuştur. Aslında :
Cildin düzgün çalışması için gerekli olan glikanlar, yaşlanma sırasında hem niteliksel hem de niceliksel değişikliklere uğrar. İletişim ve metabolizma fonksiyonları bozulur, derinin yapısı bozulur.